BDÖ'de Öğretmen Rolleri

istanbulun bazı semtlerini düşünürsek aslında bu okulun durumu hiç de şaşılası bir olay değil.Böyle bir okulda ders verirsem öncelikle kendime bir laptop alırdım.Yani sadece derste kullanmasam bile günlük hayatta bana zaten gerekli olacak.Derste de onu kullanırdım.Bir hafta önceden işleyeceğim konuyla ilgili öğrencileri bilgilendirir ve konuyla ilgili küçük bir araştırma yapmalarını isterdim.Hepsi yapamasa da en azından evinde bilgisayarı olan öğrencilerim araştırma yapacaklardır.Bir sonraki derste teorik bilgi verirdim.Okul labaratuarına gelince sıra sınıfıma gelince olabildiğince hızlı uygulama yaptırmaya çalışırdım zaman kısıtlı olduğu için.En gerekli olan uygulamaları yaptırırdım.İnternet kafe olayına gelince orayı kullanmak akılcı bir çözüm olmayabilir.Okuldaki bilgisayar labaratuarındaki bilgisayar sayısını artırmak için belki uğraşılabilir.Okullara bu konuda parasal açıdan yardım sağlayacak kurumlar var.Tabi bu konuyla özellikle müdürün ilgilanmesi gerekir.Şöyle bir durum da olabilir "bu kadar bilgisayar neyine yetmiyor diye" isteğimiz geri de çevrilebilir.Sonuçta Türkiye'de eğitim dışında her şeye bütçe ayrılıyor maalesef.Biz yine kendi imkanlarımızla ders yapacağız durum bunu gösteriyor.Bu noktada azimli öğrenciler başarılı olacak.Bilgisayarı olan öğrencilerimin olmayan arkadaşlarına yardımcı olmaları için onları teşvik ederim.

Esra GÜNAYDIN demiş ki:Ben böyle bir devlet okulunun pek de seviyesi düşük olarak görmüyorum.Bir kere bilişim laboratuvarı var (koca bir okul için bilgisiyar sayısı 22 bile olsa)Üstelik sınıfımızda bir de projeksiyon makinesi var.Türkiyedeki devlet okullarının çoğunda bilişim laboratuvarı var.(bilgisiyarlar çalışıyor mu bilmiyorum)Ama projeksiyon makinesine sahip olmak hele bir de benim sınfımdaysa gerçekten sevindirici.Bende bazı arkadaşlarım gibi bu zamanda bir öğretmenin kendisine ait bir dizüstü bilgisiyarına sahip olması gerektiğinden yanayım.Ben böyle bir durumda önce öğrencilerime dersi anlatır,görsellikten faydalanmak için bilgisiyarımı kullanırdım.Eğer bilgisiyarım olmasa idi bu herşeyin sonu degil.Eskiden bilgisiyar yoktu fakat yaratıcı düşüncenin ürünleri derste materyal olarak kullanılıyordu.
Okulda bir bilişim laboratuvarı birde bir bilgisiyar öğretmeni var.Bilgisiyarla ilgili temel bilgileri derste öğretmenleri vermiştir.Ben de 6.sınırtayken 25 tane bilgisiyardan oluşan bilişim laboratuvarımız vardı ikişerli otururduk ve öğretmenimiz bize bilgisiyarla ilgili temel bilgileri ve program(word,excel...) kullanmasını öğtetmisti.
Bir de haftada bir gün bana ayrılan bilişim laboratuvarı hakkımı kullanarak öğrencilere araştırma nasıl yapılır,etkinlik nasıl hazırlanır bunları öğretirim.
Ayrıca, bilgisiyar öğretmeninden hartanın belli günlerinde onun gözetimide öğrencilerin araştıma ödevleri için bilgisiyarları kullamalarını rica ederim.Günümüzde öğretim programının değiştirilmesiyle bu uygulama yapılmaktadır.
Son olarak derste kullanılacak tek materyal bilgisiyarlar degil.Birbirinden değerli kitapları olan kütüphaneleri unutmamak gerekir.Ayrıca yaratıcı ürünler ortaya cıkarmak için bir kağıt,bir makas ve bir yapıştırıcı yeterlidir.

Esra'ya özellikle kitaplar konusunda sonuna kadar katılıyorum.Aslında bir çoğumuz bdö ye dayalı öğretim yapalım derken kitapları unutuyoruz.Artık onları hayatımızdan çıkardık bile diyebilirim.Bdö nün avantajlarından bahsederken bir dezavantajı olan kitap kullanma alışkanlığını bize unutturduğunu da hatırlatmak istiyorum.Öğrenciler kendi araştırmaları için okul kütüphanesini de kullanabilirler.Tabi bu konuda bize de iş düşüyor.Öğrencilerimizi kütüphaneyi kullanma konusunda da teşvik edebiliriz.Bir de esra yaratıcılık için materyallerden bahsetmiş.Bu konua da haklı.Mesela bugün ben bir sunum yaptım ve anlattığım konuda etkinlikler için karton,bir kaç renkli kağıt,makas,bant ve yapıştırıcı kullandım.Yani görsellik için sadece bilgisayara ihtiyacımız yok.Şartlar bizi ne kadar zorlarsa zorlasın azmeden başarıyor:)))

öğretmen ögrencilere öncülük etmelidir.ögretmenin kendisi bilgisayarı kullanmalı ve ögrencilerini de teşvik etmelidir.. böylece daha kaliteli bir egitim ortaya çıkabilir...

Bence ne kadar zor koşullarda eğitim vermeye çalışıyorsak yaptığımız işin değeri o kadar artar. Bilgisayarı kısıtlı koşullarda kullandırabiliyorsak yine de kullandırmaya çalışırız bilgisayarın projeksiyonun çok da gerekli olmadığı konularda
başka materyaller kullanarak kendi çabalarımızla da öğretimimizi yaparız sonuç olarak koşullar ne olursa olsun öğrencilerin konuları öğrenebilmesi ilk önce öğretmene bağlıdır iyi bir öğretmense konusunu çok iyi anlatabiliyorsa asıl öğrenme orda gerçekleşir bence

Konuyla ilgili birşeyler yazma zamanını kaçırmışım ama konuyu okudum ve ilgimi çekti. Gerçekten bizlerin üzerinde fazlasıyla durması ve hatta burda aldığımz eğitimin yoğunluğunun bu konular üzerine olması lazım ama ne yazık ki bunun üzerinde neredeyse hiç durulmuyor. Nese konumuza geleyim bu konuda cok dertli olduğum için daha uzatmayayım.Örnek olayda belirtildiği gibi bir durumla karşılaşıldığında yapmam gerekenler üzerinde açıkcası çokda emin olamıyor ama üzerine düşündükten sonra yazıdaki maddelerdeki öğretmen rollerinden birine ya da bir kaçına bağlı kalmanın doğru olmadığını düşünüyorum.Çünkü karşımızda şekillendirmeye çalıştığımız bir insan ben işte bu modellerden birini seçip her öğrenciye her zaman çle davranırım demek yalnış olur bu şekilde yine öğrenciye ulaşamayz yine öğrenci öğretmene göre davranmak zorunda kalır. Buaradaki modeller bize sadece durumlar karşısında uygulamamız gereken bir seçenek olarak yol göstericidir. Yine biz o modelleri duruma ve uygun zamana göre kullanmayı bilmeliyiz.Buda ancak karşındaki kişiyi önemseyip onları anlayıp, onlara göre davranmamızla olur.

Şindi örnek üzerine yoğunlaşalım. Eğer o şartlardaki bir okulda bulunursam bir kere kesinlikle öğrencileri kendi öğrenmeleri için serbest bırakmam ae azından konunun özünü öğrenmeleri gereken kısımlarda bu yolu izlemem. Çünkü elverişsiz şartlar yüzünden yarım yırtık birşeyler araştıracaklar ve araştırmak için çok yorulcaklar ve daha ayrıntılı öğrenmek için sabırları azalıcak ve buyüzden kaçırdıkları birşeyler olacaktır bu sebepden konunun ana noktalarında öğrenmelerinde ben etkin olmak isterim birşeyler kaçırmamalrı için. Fakat diğer taraftan onların kendi başlarına karar vermesi bişeyler yapması içinde teşvik edici çalışmalar yaptırırım ama bu kısımda bir konunun yan konusu daha hafif olan kısmını tercih ederim ki hem onlar hiç bişey kaçrmaz hem de kendileri çabalayıp bişeyler yapar...
Ayrıca ilk önce uygulayacağım yöntenleri tespit etmek için öğrencileri inceleyip, anlamaya çalışıp ona göre yöntemler kullanırım. Bizim fen bilgisi dersi öğrencilerin çoğu konuyu hayal edemediği ya da onların hayal gücü mantığına pek yatmadığı için zorlandkları derstir ve genelede sadece sınav için ezberlenir kendimden biliyorum Nese işte bu durumu ortadan kaldırmanın tek yolu onlara hayattan yakın çevrelerinden ya da çeşitli materyallerle göstererek hayal etmelerini ve böylece anlamalarını sağlamalıyız
Mesela uygulacağım yöntemlerden biride şu olabilir. Şindi bir konuyu bitirmişim ve öğrencilere sormuşum ünite sonunda ta da ders sonunda anlamdığınz bir konu var mı die onlarda yok demiş. Burada ben öğrencilere çeşitli çelişkiler sorarak anlamalarını ölçebilirm ya da bidaa ki derse bu konuyla ilgili bir tartışma orta mı oluştururum ve öğrencilerin sordukları ve verdikleri cevaplardan değerlendirmeye çalışrm. İşte öğrencileri ölçme kısmında böle bireysel çalışmalar yaptırarak hem onların uğraşmalarını hem öğrendiklerini eğlenceli bir şekilde tekrar etmelerini hemde farkında olmadan onları ölçmeye çelışırıom....
Ayrıca vurgulamak istediğim bi konuda unutmamız gereken şey bizlerin onlara feni öğretmekten daha çok onlar için farkında olmasalarda bir örneğiz ve onların fende gelişimlerinden daha çok bu kişilik gelişimlernde etkiliyiz bu konu bizim en çok önemsemeiz gereken şeydir...

Biraz geciktirdim ama yazım okunur ve yorum yazılır umarım çünkü bu konudaki eksiklikleri ve yanlışları farketmek çok önemli...

bilgisayar olmassa olmazlardan değilki,önemli olan öğretmenin başarısı dır dersi en basite indirip anlatmak yoksa hergün slyta, tepegözle ve projeksiyonla anlatsa pek etkili olmaz..
öğretmen drsi öğrencilere pratikte görselleştirecek onların anlayabileceği bir konuma getirip onlara sunacakki teknoloji de yardım etsin ve unutmamalarını sağlasın...

zübeyde toptamur demiş ki:yeni ya da eski öğretmen olmak farketmez.bence bir öğretmen herzaman için imkanlarını sonuna kadar kullanmalıdır.bu ve bunun gibi okullar maalesef ülkemizde çok sayıda bulunmakta.bunun gibi bir okulda tabi öğretmenlik yapabiliriz.arkadaşlarım dediği gibi kendi laptopumu(olmayan laptop )kullanmak yerine farklı yöntemler bulmaya çalışırım.öğrencileri araştırmaya yönlendiririm.dersi soru cevap şeklinde işlemeye çalışırım.tartışma ortamı oluştururum.yani bilgisayar şart değil diyenlerdenim.(ben de okul hayatım boyunca bilgisayarla eğitim görmedim)

Haklısın canım sanırım çoğumuz bilgisayarla eğitim görmedik zaten devlet okullarında da bilgisayarlar çok az hatırlıyorsanız ilk dönem bilgisayar dersinde bilgisayarlar bir hafta çalışıyorsa bir hafta bozuktu.Üniversitede bile böyle oluyorsa ne kaldı ki ilköğretim okullarında olmasın.Birçok zorluğu göze almak zorundayız.Ancak o zaman gerçek bir öğretmen olabiliriz.

Bu imkanlar çeçevesinde mesleğe yeni başlamış bir öğretmen olarak öncelikle okuldaki imkanlar çerçevesinde öğrencilere gerek uygulamalı gerekse teorik eğitimi verip teknolojiden de bir şekilde yararlanmaya çalışırım. Bunu ister haftada bir saat bilgisayar labaratuvarında olsun gerekse okuldan sonra yaptığım araştırmaları ders notlarına çevirerek öğrencilere dağıtarak eğitimlerinde faydalı olmaya çalışırım.

ihsan tunç demiş ki:bilgisayar olmassa olmazlardan değilki,önemli olan öğretmenin başarısı dır dersi en basite indirip anlatmak yoksa hergün slyta, tepegözle ve projeksiyonla anlatsa pek etkili olmaz..
öğretmen drsi öğrencilere pratikte görselleştirecek onların anlayabileceği bir konuma getirip onlara sunacakki teknoloji de yardım etsin ve unutmamalarını sağlasın...

Evet, haklısın İhsan, teknolojik araçlar olmazsa olmazlardan değil belki ama öğrenciyi de düşünmek gerekli bu aşamada diye düşünüyorum. Çünkü bir öğrenci öncelikle öğretmenin anlattıklarını önce zihninde şekillerle, sayılarla ve anılarla pekiştirmeye, kavramaya çalışır. Eğer öğrenci bu konuda yetersiz ise bilgi havada kalır. İşte bu durumda teknoloji devreye girer ve görsel olarak pekiştirmeye yardımcı olur

FATMA ÇAVDAR demiş ki:istanbulun bazı semtlerini düşünürsek aslında bu okulun durumu hiç de şaşılası bir olay değil.Böyle bir okulda ders verirsem öncelikle kendime bir laptop alırdım.Yani sadece derste kullanmasam bile günlük hayatta bana zaten gerekli olacak.Derste de onu kullanırdım.Bir hafta önceden işleyeceğim konuyla ilgili öğrencileri bilgilendirir ve konuyla ilgili küçük bir araştırma yapmalarını isterdim.Hepsi yapamasa da en azından evinde bilgisayarı olan öğrencilerim araştırma yapacaklardır.Bir sonraki derste teorik bilgi verirdim.Okul labaratuarına gelince sıra sınıfıma gelince olabildiğince hızlı uygulama yaptırmaya çalışırdım zaman kısıtlı olduğu için.En gerekli olan uygulamaları yaptırırdım.İnternet kafe olayına gelince orayı kullanmak akılcı bir çözüm olmayabilir.Okuldaki bilgisayar labaratuarındaki bilgisayar sayısını artırmak için belki uğraşılabilir.Okullara bu konuda parasal açıdan yardım sağlayacak kurumlar var.Tabi bu konuyla özellikle müdürün ilgilanmesi gerekir.Şöyle bir durum da olabilir "bu kadar bilgisayar neyine yetmiyor diye" isteğimiz geri de çevrilebilir.Sonuçta Türkiye'de eğitim dışında her şeye bütçe ayrılıyor maalesef.Biz yine kendi imkanlarımızla ders yapacağız durum bunu gösteriyor.Bu noktada azimli öğrenciler başarılı olacak.Bilgisayarı olan öğrencilerimin olmayan arkadaşlarına yardımcı olmaları için onları teşvik ederim.

Hayat şartlarında laptop ha diyince alınmaz ki Ayrıca öğrencilerden araştırma yapmalarını istemişsin nasıl olsa evinde bilgisayarı olanlar yapar diye düşünmüşsün. E bu koşulda öğrenciye verilen eşit davranış nerede? Bunu öğrencilere karşı söylersen onların senden ve dersinden soğumasına sebep olabilirsin çünkü evinde bilgisayar olmayan beni ilgilendirmez gibi birşey oluyor.

Benim için en iyi kuramın oluşturmacı kuram olduğunu söylemiştim ve oluşturmacı öğrenme yaklaşımı öğretmenlere her bir öğrenci için öğrenmeyi bireyselleştirecek teknolojik araçları kullanarak bilişsel ve biliş ötesi süreçleri değerlendirebileceği bir esneklik getirmelidir.

ÖĞRETMEN VERMEK İSTEDİĞİNİ DOĞRUDAN DEĞİL DE DOLAYLI OLARAK ANLATARAK ÖĞRENCİLERİ DÜŞÜNMEYE YÖNLENDİRMELİDİR.
ARAŞTIRMA VE PROJE ÖDEVLERİ İLE KONULARI PEKİŞTİRMELİDİR

Hakan ERCAN demiş ki:öğretmen ögrencilere öncülük etmelidir.ögretmenin kendisi bilgisayarı kullanmalı ve ögrencilerini de teşvik etmelidir.. böylece daha kaliteli bir egitim ortaya çıkabilir...

hakan arkadaşımın düşüncelerine katılıyorum öğretmen öncü olmalıki öğrenci öğretmenin değer ve tutumlarını kendine örnek alsın ,kendini yetiştirebilisin

TUĞBA KALKAN demiş ki:Benim için en iyi kuramın oluşturmacı kuram olduğunu söylemiştim ve oluşturmacı öğrenme yaklaşımı öğretmenlere her bir öğrenci için öğrenmeyi bireyselleştirecek teknolojik araçları kullanarak bilişsel ve biliş ötesi süreçleri değerlendirebileceği bir esneklik getirmelidir.

oluşturmacı kuramda öğretmen öğrencilere açık uclu sorular sorarak onların eleştirel düşünmesini sağlar.