"Bilgisayar Destekli Öğretim (BDÖ)" deyince aklınıza neler geliyor?

Bilgisayar kullanımı hocaların işini kolaylaştırıyor diye bir genelleme yapmak doğru değil bence.kullanan kişininin amacı,bu amacı doğrultusundaki girişimleri önemli.kimisi yorulmasın diye kolayı seçer,kimisi daha etkili bir öğretim için teknoloji kullanımını uygun görür.Yani önemli olan "KULLUNIRKEN Kİ AMAÇ"...

zübeyde toptamur demiş ki:Bilgisayar kullanımı hocaların işini kolaylaştırıyor diye bir genelleme yapmak doğru değil bence.kullanan kişininin amacı,bu amacı doğrultusundaki girişimleri önemli.kimisi yorulmasın diye kolayı seçer,kimisi daha etkili bir öğretim için teknoloji kullanımını uygun görür.Yani önemli olan "KULLUNIRKEN Kİ AMAÇ"...

zübeyde arkadaşım kütüphanedeki bilgisayarı kullanıp çıkış yapmayı unutmuş.Ben de giriş yapmadan yorum yazınca o yazmış gibi oldu.Ufak bir yanlışlık.yukarda yazılanlar benim fikrim

Bilgisayarlar öğrencilerin düşünme becerisini geliştiriyor diyoruz.Evet,doğru.öğrenci neyi nerden çalsam diye bayağı bir düşünmeye başlıyor.Acaba hangi siteden kopyala yapıştır yapsam da hoca görme

pınar karaboğa demiş ki:Bilgisayarlar öğrencilerin düşünme becerisini geliştiriyor diyoruz.Evet,doğru.öğrenci neyi nerden çalsam diye bayağı bir düşünmeye başlıyor.Acaba hangi siteden kopyala yapıştır yapsam da hoca görme

Bu konuda Pınar'a katılıyorum.İnternet öğrencileri son derece tembelleştiriyor.Ödevleri için hiçbir çaba göstermeyip birtakım sitelerden kopyala yapıştır yapıyorlar.Çok yanlış, öğretmenlerin bu konuda önlem almaları gerekiyor çünkü çocuk aynı şekilde devam ederse yaptığı ödevin kendisine hiçbir yararı olmaz onun için sadece zaman kaybı olur

Esad hoca:" Burada herkese sormak istediğim bir şey var. Büyük bir ittifakla diyorsunuz ki BDÖ derste kullanıldığında öğrenciler daha ilgili oluyorlar. Neden? Nasıl?"
Büyük bir ittifakla BDÖ'yü destekliyoruz,derslerde bilgisayar kullanılmalı diyoruz;çünkü görselliğe dayanan herşey öğrenci için daha ilgi çekici daha anlaşılır oluyor.Öbürtürlü anlatıma dayalı olan derslerde öğrenci anlatılanları hem kafasında toplayıp hem de bunları kafasında görselliğe dökmekte zorlanıyor.Bilgisayar görselliğe hitap ediyor öğrencinin de dikkatini çekiyor.Basma kalıp düz anlatımlardan daha çok renklerin, ses efektlerinin,şekillerin olduğu anlatım herkesin dikkatini çeker de ondan

"Arş. Gör. Esad ESGİN":Son yıllarda Web 2.0 olgusunun hayatımıza girmesi ile birlikte Facebook, LinkedIn, Twitter gibi sosyal ağ, haberleşme ve paylaşım siteleri hemen her yaştan kullanıcıyı cezbetmekte ve kendi ağına dahil etmektedir. Bu sayede bir ileti yüzlerce insanla paylaşılmakta, beğenilen bir video arkadaş çevresinin de beğenisine sunulabilmektedir. Bu tür gelişmeler de göz önünde bulundurulduğunda bilgisayar ve İnternetin insanları sosyalleştirdiği mi yoksa asosyalleştirdiği mi söylenebilir? Değerli düşüncelerinizi bekliyorum.
-Ne tam anlamıyla sosyalleştirir ne de asosyallaeştirir.Facebook gibi ağlar denildiği gibi eski arkadaşları bulma onlarla beğenilen bişeyleri paylaşma yeri geldiğinde konuşma imkanları sağlıyor.Ben face'i gereksiz bir ağ olarak görmüyorum.Devam etmesi gereken arkadaşlıklar zaten devam eder denilmiş ama yeri geliyor farklı şehirlere göç oluyor yeri geliyor telefon numarsı değişebiliyor,face ise bu tip engellere karşı + bir olanak.Ayrıca arkadaşlığının devam etmesini istemediğin arkadaşlar varsa eklemezsin.Facebook vakit kaybıysa msn de tamamen vakit kaybı oluyor o zaman (...ki yerine göre öyle de...).Aslında bu tip şikayetlerde bulunmak da saçma çünkü sen nasıl kullanırsan bilgisayar da yani bu tip ağlar da sana o şekilde imkan verir diye düşünüyorum.Facebookta çok sevdiğin ama bir türlü ulaşamadığın birine burdan ulaşıp da dostluğunu devam ettirirsen ya da ondan haber alırsan fayda,msn'i de vakit geçsin zaman öldüreyim diye değilde haberleşme konuşma aracı olarak kullanırsan gene fayda... Kısa ve öz =>> Önemli olan bunları biz ne şekilde nasıl amaçlarla kullanıyoruz o.Bu tip ağların faydası da zararı da kullanıcılardan kaynaklanır yani bizlerden.Lütfen bu tip ağları suç atmayalım da Bilinçli kullanıcı olamaya çalışalım...

bdö dersler ,ödevler açısından oldukça yardımcı. özellikle internet kısmı.ama şimdi bide şöyle birşey çıktı hiç bir hoca internetten fikir alıp yaptığımız ödevlere prim vermiyor.doğru bir yaklaşımmı ?bence doğru.çünkü o senin zeka ürünün olmuyor,o ödevi nete kim koyduysa onun zeka ürünü oluyor.ama bu demek değilki bilgisayardan yardım almayalım.kesinlikle böyle birşey demiyorum ama sen fikri ,etkinliği bul daha sonra slaytlar,resimler,animasyonlar vs. için bilgisayarı kullan bu hiç bir şekilde sorun teşkil etmez.bu, bilgisayarların öğretimin hangi basamağında devreye gireceğine dair bir fikirdi

Bilgisayar amacına uygun kullanılmasa zarardır.Bilgisayar öğrenciyi tembelleştiriyor denmiş yerine göre öyle olabilir.Eskiden internet yaygın değildi öğretmenlerimiz araştırma konusu verdiğinde okulun kütüphanesine gidip tabi açıksa boyumuzdan büyük kitaplıklardan ansiklobedilerden okuya okuya anca konuya ulaşıyorduk okul devlet okulu olunca fotokobi de çektiremiyordun sayfalarca bilgiyi yazıyordun kaç saatin gidiyor Allah bilir.(en azından benim öyleydi)Peki internet ne yapıyor sana istediğin bilgiyi anında bulup bi güzel yazdırıp veriyor değerli vaktin de sana kalıyor.(sen indirdiğin araştırmanı okumadan elimde bulunsun diye indirirsen sana ne faydası olcak o zaman bu tembellik olur kısaca gene iş sende bitiyor)Okuldaki hocalar da hangi öğrencinin tembellik yapıp internetten hangi kaynağı alıp getirdiğini gayet de iyi biliyorlar.Tembellik yapanların notuna not eklemiyiyorlar.Tekrarlıyorum bilgisayardı inetrnetti tembellikti diyerek karalamak yerine dönüp kendimize bakalım;kendine ,çocuğuna ,kardeşine ,öğrencine bilgisayarın ne olduğunu kavratırsan ondan nasıl faydalanabileceğini gösterirsen emin ol ki tembellik olmaz da pratiklik olur...

Arş. Gör. Esad ESGİN demiş ki:

Dilek Güzel demiş ki:bilgisayarın birçok yararı olduğunu inkar edemeyiz.Ama gökçe arkadaşımızın da dediği gibi internetteki birçok site bilgi verirken bi yandan da gereksiz birçok şey vererek adeta ZİHİN KİRLİLİĞİne yol açıyor.Kirli zihin, gereksiz bilgiler,öğrenmeyi güçleştirdiği gibi öğrenmenin de kalitesini düşürüyor.Öğretim ilke ve yöntemleri dersinde de gördüğümüz gibi beyin herşeyi adeta bir sünger gibi çekiyor.Gerekli gereksiz ayrımı yapamadığı için görülen duyulan her şeyi bilinç altına alıyor.Gereksiz bilgi yığınları da öğrencinin beyin kapasitesini düşürüyor.bunun için öğretmen ve ailelerin bu konuda daha dikkatli olması gerekiyor.Gerekli önlemler alınmalı.sınırlamalar getirilmelidir.

**Beyin Pırıltısı**
"Zihin Kirliliği" güzel bir kavram. "Web spamming" olgusu yani İnternetin bilgi çöplüğü haline geldiği düşünülürse bunun zihinlerimizdeki etkisini de incelemeli ve olumsuz etkilere karşı önlem almalıyız. Ne gibi önlemler düşünülebilir?

Zihin kirliliği gün geçtikçe fark edilir oranda artmış bulunuyor.Örneğin interneti açıyoruz google'a arama yapacağımız anahtar sözcükleri yazıyoruz.Enter'a basınca karşımıza gelen ilk siteye giriyoruz.Bazı sitelerin bizim aradığımız konu ile alakası olmadığını ordaki yazıları vs okuyarak görüyoruz.Gerekli, gereksiz bi çok bilgi ister istemez bilinçaltına alınıyor.Bu zihin kirliliği sonucunda da öğrenmemiz gerekli bi çok şeyi daha zor, daha çok zaman harcayarak öğreniyoruz.Biz ne kadar zihin kirliliğine yol açacak bilgileri öğrenmediğimizi sansak da beyin onu bazen bilinçaltından üstüne çıkartır.Böylece gereksiz yer kaplar.Bunun için BDÖ'de internetin kullanımında dikkatli olunmalı.Anahtar sözcüğü yazar yazmaz çıkan ilk siteye hemen girmek yerine o sitenin en azından adresine (örn:bilimsel mi değil mi gibi özelliklerine)bakarak en azından site hakkında bilgi edinebiliriz.Ayrıca şu an birçok internet güvenlik paketleri vs var.Kısaca BDÖ birçok alanda faydalıdır.Fakat onun kullanılıken dikkat edilmesi gereken noktlar konusunda öğretmenlerin öğrencileri uyarması, bilinçlendirmesi gerekir.bu tıpkı şuna benzer:nasıl ki dolu ve kirli bi sürahiye yeni su eklesek almaz ve sağlıklı olmaz.Aynen öyle de dolu ve kirli zihinde de yeni bilgiler yer bulamaz...

Arş. Gör. Esad ESGİN demiş ki:

Esra GÜNAYDIN demiş ki:

mukaddes ozen demiş ki:ogrencilerin dikkatini ceken birseyler olmasi gerekir konu anlatimlarinda buda en ii hepsinin de sevdigi olan bilgisayar ile saglanir ve boylece ogrencinin dikkatini cekererk onun daha ii ogrenmesi gerceklesir bilgisayar kullanildi diye siradan anlatim olmamalidir bigisayrda daha degisik daha anlayisli daha eglenceli durum olusturulmalidirki ogrenciyi konuya cekelim

Ben Mukaddes arkadasıma katılıyorum fakat ağırlıklı olarak derste bilgisiyarın kullanılması öğrencinin dersten kopmasına neden olabilir.Çünkü öğretmenle-öğrenci birebir etkileşim içinde olmalıdır.İşbirlikli öğrenme ortamı oluşturulmalıdır.Bir de yazarak öğrenmenin önemi gözardı edilmemelidir.

Yazarak öğrenmeye değindiğin için teşekkürler Esra. Bilgisayarın öğrencinin dersten kopmasında etkisi nedir?

bilgisayar öğrencinin dersten çoğu zaman kopmasına neden olabiliyor.Çünkü bilgisayar aynı anda hem görsel,hem işitsel bi çok ögeye hitap ediyor.Böyle olunca da kişinin zihni çabuk dağılabiliyor.Oesnada öğretmenin dediklerini algılayamayabilyor.Hatta bunu bilgisayar derslerinde yaşıyoruz.Zihnimizin dağıldığını hocamız fark edince bilgisayarların monitörlerini kapatıp derse dönüyoruz.Kısaca gerek efektler, gerek müzik, gerekse ışık vs gibi birçok öge dersi dinleyen zihnin dağılmasında etkili olabiliyor...

Dikkatimi çeken bir nokta oldu.Sürekli bilgisayar yararlı mı-zararlı mı,kullanılmalı mı- kullanılmamalı mı,aktifleştirir mi-pasifleştirir mi,sosyalleştirir mi-asosyalleştirir mi(?)gibi konularda farklı yorumlar,farklı bakış açıları sunuyoruz.HAYAT BİR GEMİ,SENSE KAPTAN.ETRAFINDA OLANLAR DALGALAR...ŞİMDİ İSTER GEMİYE BİNERSİN,İSTER YÜZME ÖĞRENİR YÜZERSİN YA DA DENİZE ATLAR KADER BU DERSİN.DALGALAR İSE KİMİ İÇİN ENGEL TEŞKİL EDER KİMİ İÇİNSE BAŞARIYA ULAŞTIRAN YOLLARI TEŞKİL EDER.YANİ HERŞEY BİZDE BAŞLAR-BİZDE BİTER.YARARI OLANI ZARARA ÇEVİREN,ZARARI OLANI YARARA ÇEVİREN "BİLGİSAYAR" DEĞİL BİZLERİZ...

pınar karaboğa demiş ki:Dikkatimi çeken bir nokta oldu.Sürekli bilgisayar yararlı mı-zararlı mı,kullanılmalı mı- kullanılmamalı mı,aktifleştirir mi-pasifleştirir mi,sosyalleştirir mi-asosyalleştirir mi(?)gibi konularda farklı yorumlar,farklı bakış açıları sunuyoruz.HAYAT BİR GEMİ,SENSE KAPTAN.ETRAFINDA OLANLAR DALGALAR...ŞİMDİ İSTER GEMİYE BİNERSİN,İSTER YÜZME ÖĞRENİR YÜZERSİN YA DA DENİZE ATLAR KADER BU DERSİN.DALGALAR İSE KİMİ İÇİN ENGEL TEŞKİL EDER KİMİ İÇİNSE BAŞARIYA ULAŞTIRAN YOLLARI TEŞKİL EDER.YANİ HERŞEY BİZDE BAŞLAR-BİZDE BİTER.YARARI OLANI ZARARA ÇEVİREN,ZARARI OLANI YARARA ÇEVİREN "BİLGİSAYAR" DEĞİL BİZLERİZ...

pınar kesinlikle sana bu konuda katılıyorum.dediğin gibi herşey bizim elimizde

eğitim yer ve amaç bakımından bir çok değişken gerektrir, bu değişkenler insaların duyu organlarıla alakalıdır. görerek öğrenme, duyarak öğrene, yaparak öğrenme gibi değişik parametreler içerir. sınıfta ders işlerken duyarak öğrenme gerçeleşir, slayt sholarla görerek öğrenmee vs.

öğrenilen bilgilerin akılda kalıcılığı olarak incelendiğinde her eitim türürnün kendine göre bir yüzdesi vardır, bu yüzdeyi yükselterek öğrenmenin en iyi şekilde gerçekleşebilmesi için yukarıda belirtilen parameterelerin çoğundan mümkün olabildiğince yararlanmak gerekir.

bilgisayar destekli eğitim kişilerin öğrenmesinde bu parametrelerin çoğundan yararlanma imkanı vardır, bu yüzden bilgisayarlı eğitim görenlerin öğrenme oranları daha yüksektir ayrıca bilgisaylı çalışmalar kişinin hazır bulunuşluğunu arttırdığı için eğitim dışında da kişilerin algılarının açık olmasını sağlar ve gün içinde öğrenme istemsiz olarak devam eder.

bundan on yıl önce belki bilgi çağının sonlarındaydık, neyi ne kadar bilidğin önemliydi. bildiğin bir işi yaparak birşeyler başarma şansımız vardı çünkü bilgide çeşitlilik sosyal hayatımız gerektirdiği gereklilikler kadardı.

bigisayarın ve internetin yaygınlaşması hayatımıza bilgi çeşitliliği getirdi, eğitimin, uzmanlığın yada deneyimin ne olduğnu bakılmaksızın çok ayrı kollarda gerektiğinde ihtiyaçtan gerektiğinde hobi olarak çok farklı bilgi kaynaklarından faydalanır olduk, çünkü internet bize bilgiye oturduğumuz yerden ulaşma imkanı verdi.

bilgilerde çeşitlilik ve çokluk bilginin değerini düşürmedi ama bilgi sahibi olmanın değerini düşürdü, artık hiç alakamız olmayan konularda dahi bilgi sahibi olabiliyoruz, gerekli eğitimler, seminerler vs. öğrenilmesi zor olan bilgiler için yardımcılarımız.

artık bilgi çağında değiliz, artık bize öğretilenler yalın bilgiler değil, bize BİLGİYE NASIL ULAŞACAĞIMIZ öğretiliyor. bu bilgi çeşitliliğinde ve çokluğundada önemli olan bilgi sahibi olmaktan çok hangi bilgiye nasıl ulaşacağımızı BİLMEMİZ..!

Bir konuda bilgisayar destekli öğretimin yararlı kısmına değinmek istiyorum.Arkadaşlar bedensel engelli kardeşlerimizi unutmayalım lütfen.Sizlerle çok etkilendiğim bir yaşam öyküsünü paylaşmak istiyorum.
Bir kişi düşünün,bir yaşından beri "osteogenesis imperfekta",yani bilinen adıyla "cam kemik" hastası.Okula hiç gidememiş,üstelik hastalığı yüzünden 20 yıldır kıpırdamadan sırtüstü,evinde bir odada yatıyor.Annesini 9 yıl önce,babasını ise 10 gün önce kaybetti.Üstelik beş kişilik ailesinin maddi sorumluluğu onun üstündedir.Haklı olarak böyle biri ne yapabilir?Hayata bakışı nasıl olurdu?Sizce mutsuz,karamsar,hedefsiz bir hayat yaşar,hatta yaşamak bile istemez değil mi?
Hilal Lüle bunların hepsini yaşadı ama vazgeçmedi.Evine kurduğu bilgisayar düzeneğiyle internetle tanıştı.Ekran klavyesi o zamanlar olmadığı için harfleri,bazı kelimeleri word belgesi olarak yazdırdı ve internette dolaşırken kopyala yapıştır olarak kullandı.İnternetten web tasarımı yapmayı ve ingilizce'yi öğrendi ve Sabancı Üniversitasi Bilgi Teknoloji Bölümü webmasterı ve kadrolu elemanı olmayı başardı.900 sayfalık iç ve dış web sitesini yönetiyor,hatalarını gideriyor,güncelliyor.Haftada bir günde webcam aracılığıyla toplantılara katılıp görüş bildiriyor.
Onun İstanbul'da yaşadığını ve bunların hepsini İstanbul'dan yaptığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.O bunların hepsini Trabzon'da evinin bir odasında yatağa bağımlı olarak yaptı.O çoğu insanı umutsuzluğa itecek bir hayatı başarılarla örmeyi başarmıştı.1 Mayıs 2005 tarihinde ise hayata gözlerini kapadı.Arkasında insanın isterse her durumda başarılı olabileceğini gösteren,ispatlayan bir başarı hikayesi bıraktı.

ilköğretim düzeyi öğrencilerde daha fazla başarı için daha fazla duyuya hitap eden etkinlikler hazırlamak gerekir.bundan dolayı hiper ortam,hiper metne nazaran daha kapsamlı uygulamalar yapılmasında etkili olur..BDÖ'de en yüksek verim için bu tür kapsamlı uygulamalar hazırlamak olumlu sonuçlar doğurur..ama şunu da unutmayalım;
teknoloji adamı arkasından vurur

Arş. Gör. Esad ESGİN demiş ki:

Esra GÜNAYDIN demiş ki:

mukaddes ozen demiş ki:ogrencilerin dikkatini ceken birseyler olmasi gerekir konu anlatimlarinda buda en ii hepsinin de sevdigi olan bilgisayar ile saglanir ve boylece ogrencinin dikkatini cekererk onun daha ii ogrenmesi gerceklesir bilgisayar kullanildi diye siradan anlatim olmamalidir bigisayrda daha degisik daha anlayisli daha eglenceli durum olusturulmalidirki ogrenciyi konuya cekelim

Ben Mukaddes arkadasıma katılıyorum fakat ağırlıklı olarak derste bilgisiyarın kullanılması öğrencinin dersten kopmasına neden olabilir.Çünkü öğretmenle-öğrenci birebir etkileşim içinde olmalıdır.İşbirlikli öğrenme ortamı oluşturulmalıdır.Bir de yazarak öğrenmenin önemi gözardı edilmemelidir.

Yazarak öğrenmeye değindiğin için teşekkürler Esra. Bilgisayarın öğrencinin dersten kopmasında etkisi nedir?

Bunu bir örnekle açıklamak isterim.Hücre ile ilgili bir konuyu anlatmak istiyorum ve dersin tamamını slayt sunumu seklinde gösteriyorum ve biliyorum ki öğrenciler 15dk sonra slaytlara bakmaktan sıkılacaklar.İlk başta ilgi çekici olabilir.Bazıları boş gözlerle etrafa bakıcak bazılarıda not tutmak isteyecek sadece slaytlara konsantre olacak.Öğretmenin anlattığı dersi kimse dinlemiyecek.Ama öğretmen konuyu anlatsa öğrencilere soru sorsa önemli kısımları yazdırsa ve hücre modellerini slaytlarla gösterse bence daha zengin bir öğrenme ortamıolur.Birçok duyuya hitap etmiş olur.

neslihan kalaycı demiş ki:bundan on yıl önce belki bilgi çağının sonlarındaydık, neyi ne kadar bilidğin önemliydi. bildiğin bir işi yaparak birşeyler başarma şansımız vardı çünkü bilgide çeşitlilik sosyal hayatımız gerektirdiği gereklilikler kadardı.

bigisayarın ve internetin yaygınlaşması hayatımıza bilgi çeşitliliği getirdi, eğitimin, uzmanlığın yada deneyimin ne olduğnu bakılmaksızın çok ayrı kollarda gerektiğinde ihtiyaçtan gerektiğinde hobi olarak çok farklı bilgi kaynaklarından faydalanır olduk, çünkü internet bize bilgiye oturduğumuz yerden ulaşma imkanı verdi.

bilgilerde çeşitlilik ve çokluk bilginin değerini düşürmedi ama bilgi sahibi olmanın değerini düşürdü, artık hiç alakamız olmayan konularda dahi bilgi sahibi olabiliyoruz, gerekli eğitimler, seminerler vs. öğrenilmesi zor olan bilgiler için yardımcılarımız.

artık bilgi çağında değiliz, artık bize öğretilenler yalın bilgiler değil, bize BİLGİYE NASIL ULAŞACAĞIMIZ öğretiliyor. bu bilgi çeşitliliğinde ve çokluğundada önemli olan bilgi sahibi olmaktan çok hangi bilgiye nasıl ulaşacağımızı BİLMEMİZ..!

Kesinlikle katılıyorum sana.Artık balığı yemek değil,tutmayı öğrenmek önemli(ÖĞRENMEYİ ÖĞRENME)

Arş. Gör. Esad ESGİN demiş ki:Son yıllarda Web 2.0 olgusunun hayatımıza girmesi ile birlikte Facebook, LinkedIn, Twitter gibi sosyal ağ, haberleşme ve paylaşım siteleri hemen her yaştan kullanıcıyı cezbetmekte ve kendi ağına dahil etmektedir. Bu sayede bir ileti yüzlerce insanla paylaşılmakta, beğenilen bir video arkadaş çevresinin de beğenisine sunulabilmektedir. Bu tür gelişmeler de göz önünde bulundurulduğunda bilgisayar ve İnternetin insanları sosyalleştirdiği mi yoksa asosyalleştirdiği mi söylenebilir? Değerli düşüncelerinizi bekliyorum.

bilgisayarı eğitim açısından düsünursem bence öğrenci bilgisayarı eğitimi doğrultusunda kulanırsa sosyalleşebilir.ayrıca öğrencini sevdiklerinden uzakta ise mesafefeleleri kısalttığından insanlarla etkileşimini artırabilir.ama öğrenci bilgisayar ortamına fazla dalarsa dış dünyadan uzaklaştığından asosyalleşebilir.sonuçta öğrenci bu durumları düşünerek bilgisayarı ona göre kullanmalıdır.

eskiden okullarda ders konuları yetişmediğinden öğrenci bir üst sınıfa geçtiğinde zorluk çekerdi hocalar ise gerisini siz öğreneceksiniz der geriye çekilirdi.sonuç ta olan yine öğrenciye olurdu.ama şimdi böyle bir durum söz konusu değil çünkü eğitim sisteminin değiştirilmesi ve bilgisayar kullanımının yaygınlaştırılması bunu en aza indirmiştir.

damla tosun demiş ki:eskiden okullarda ders konuları yetişmediğinden öğrenci bir üst sınıfa geçtiğinde zorluk çekerdi hocalar ise gerisini siz öğreneceksiniz der geriye çekilirdi.sonuç ta olan yine öğrenciye olurdu.ama şimdi böyle bir durum söz konusu değil çünkü eğitim sisteminin değiştirilmesi ve bilgisayar kullanımının yaygınlaştırılması bunu en aza indirmiştir.

Bence bu öğretmenin tecrübesine bağlı iyi öğretmen her zaman kendisini belli eder aynen fen ve teknoloji dersindeki sunumlarda gördüğümüz gibi her konuda bilgisayar kullanmak doğru olmaz.Demek istediğim emek olmadan konuyu aynen alıp bilgisayardan sunmanın hiçbir faydası olmaz.

Gökçe SINMAZ demiş ki:

damla tosun demiş ki:eskiden okullarda ders konuları yetişmediğinden öğrenci bir üst sınıfa geçtiğinde zorluk çekerdi hocalar ise gerisini siz öğreneceksiniz der geriye çekilirdi.sonuç ta olan yine öğrenciye olurdu.ama şimdi böyle bir durum söz konusu değil çünkü eğitim sisteminin değiştirilmesi ve bilgisayar kullanımının yaygınlaştırılması bunu en aza indirmiştir.

Bence bu öğretmenin tecrübesine bağlı iyi öğretmen her zaman kendisini belli eder aynen fen ve teknoloji dersindeki sunumlarda gördüğümüz gibi her konuda bilgisayar kullanmak doğru olmaz.Demek istediğim emek olmadan konuyu aynen alıp bilgisayardan sunmanın hiçbir faydası olmaz.

Kesinlikle göçe sana katılıyorum.Yani bu öğretmenle ilgili bir problem.Sorumluluklarının bilincinde olmayla alakalı yani.Bir öğretmen isterse kendi olanakları dahilinde öğrenciye öğretmek istediklerinin tamamını öğretebilir.Ayrıca SİZCE ÖĞRETMEN OLMAK FENİ,MATEMATİĞİ,TÜRKÇEYİ ÖĞRETMİŞ OLABİLMEK Mİ DEMEK?Yani bir bilgisayar ders konusundaki eksikliklerini giderirse bile bir insana öğretilmesi gereken herşeyi öğretmiş olmaz ki...

damla tosun demiş ki:eskiden okullarda ders konuları yetişmediğinden öğrenci bir üst sınıfa geçtiğinde zorluk çekerdi hocalar ise gerisini siz öğreneceksiniz der geriye çekilirdi.sonuç ta olan yine öğrenciye olurdu.ama şimdi böyle bir durum söz konusu değil çünkü eğitim sisteminin değiştirilmesi ve bilgisayar kullanımının yaygınlaştırılması bunu en aza indirmiştir.

böyle söylenilen bir konu lise çağında belki insanın başına bir yada iki defa gelmiştir.ondan dolayı bunlar göz ardı edilebilir.sorun değildir.bundan daha önemlisi gidipte göremediğimiz yada anlatılıpta dokunamadığımız,bilipte nasıl şekilde çalıştığını görmediğimiz konuları şimdi bdö ile faaliyetlerinide görerek öğrenebiliyoruz.

Arş. Gör. Esad ESGİN demiş ki:Son yıllarda Web 2.0 olgusunun hayatımıza girmesi ile birlikte Facebook, LinkedIn, Twitter gibi sosyal ağ, haberleşme ve paylaşım siteleri hemen her yaştan kullanıcıyı cezbetmekte ve kendi ağına dahil etmektedir. Bu sayede bir ileti yüzlerce insanla paylaşılmakta, beğenilen bir video arkadaş çevresinin de beğenisine sunulabilmektedir. Bu tür gelişmeler de göz önünde bulundurulduğunda bilgisayar ve İnternetin insanları sosyalleştirdiği mi yoksa asosyalleştirdiği mi söylenebilir? Değerli düşüncelerinizi bekliyorum.

teknolojinin en önemli getirilerinden biri olan internet pek çok insanı sosyalleştirdiği gibi pc başına bağladığı için gerçek hayattan kopmasına neden oluyor ve sonuç olarak bir nevi asosyalleşmemize sebep oluyor sürekli pc başında oturup oyun oynayıp sanal alemende sohbet yapan kişiler sosyalleşmiş gibi gözükseler de bence asosyalleşiyorlar dış dünyada arkadaş çevrelerinde olup biten gerçek yaşantılardan kopuyorlar internette paylaşılacak şeylerin sınırlı olduğunu düşünüyorum gerçek bir dost ihtiyaç duyduğunda omzunuza dayanarak sakinleştirmeyi nasıl sağlayacaksınız bence insan ilişkilerini köreltiyor bir çok şeyi körelttiği gibi...

pınar karaboğa demiş ki:

Gökçe SINMAZ demiş ki:

damla tosun demiş ki:eskiden okullarda ders konuları yetişmediğinden öğrenci bir üst sınıfa geçtiğinde zorluk çekerdi hocalar ise gerisini siz öğreneceksiniz der geriye çekilirdi.sonuç ta olan yine öğrenciye olurdu.ama şimdi böyle bir durum söz konusu değil çünkü eğitim sisteminin değiştirilmesi ve bilgisayar kullanımının yaygınlaştırılması bunu en aza indirmiştir.

Bence bu öğretmenin tecrübesine bağlı iyi öğretmen her zaman kendisini belli eder aynen fen ve teknoloji dersindeki sunumlarda gördüğümüz gibi her konuda bilgisayar kullanmak doğru olmaz.Demek istediğim emek olmadan konuyu aynen alıp bilgisayardan sunmanın hiçbir faydası olmaz.

Kesinlikle göçe sana katılıyorum.Yani bu öğretmenle ilgili bir problem.Sorumluluklarının bilincinde olmayla alakalı yani.Bir öğretmen isterse kendi olanakları dahilinde öğrenciye öğretmek
istediklerinin tamamını öğretebilir.Ayrıca SİZCE ÖĞRETMEN OLMAK FENİ,MATEMATİĞİ,TÜRKÇEYİ ÖĞRETMİŞ OLABİLMEK Mİ DEMEK?Yani bir bilgisayar ders konusundaki eksikliklerini giderirse bile bir insana öğretilmesi gereken herşeyi öğretmiş olmaz ki...

Pınar tabiki haklısın sadece öğretim değil.Bizler öğretmen olarak öğrencilerimize örnek olmalıyız.Yani eğitim olmadan öğretimin hiçbir anlamı olmaz...